ANA SAYFA » » KIRK BİR KERE İSTANBUL
Muhabbetlerine katılmak isteyen herkese bir minderlik yer açar Kırk Bir Kere İstanbul ve heyecanla müjdesini verir: Bu kitap vesilesiyle yirmi bir mekânı ağır ağır gezen herkes, yirmi mekânda daha ağırlanacaktır. Sözünü çoktan vermiştir İstanbul. Onunla kırk bir kere buluşmak ve baş başa kalmak isteyenler için...
Rahşan Tekşen Kırk Bir Kere İstanbul adlı ilk eseriyle şehrin bir zamanlar ihtişamlı yüzakı olan fakat zamanla unutulmuş ve terk edilmiş mekânlarını yeniden hatırlatıyor. Bir yanıyla estetik zevki, diğer yanıyla da medeniyetimize hizmet görevini yerine getiren eser, serinin birinci cildi.
Doğrusu neşredilen bunca yayın içerisinde, bu hızlı akışın cereyanına kapılarak, sanırım bir mesleki deformasyona esir olarak, elimize geçen kitaplara gereken hassasiyeti gösteremediğimiz oluyor. Evet, yayın dünyasında, dalgınlaşmamızı ve hissizleşmemizi gerektirecek bir yoğunluk ve yüzeysellik yok değil; ama bu hissizleşme, ansızın karşımıza çıkacak nitelikli bir eseri fark etmemizi de zorlaştırıyor.
Hacı Selim Ağa Kütüphanesi, Üsküdar’da balıkçı pazarının hemen arkasında yıllardır önünden geçip gittiğim ancak merak etmeme rağmen içine hiç girmediğim bir yerdi. Kütüphane normalde hafta sonları kapalı olduğu için giremiyordum aslında. Rahşan Tekşen Hanımefendi’nin “Kırk Bir Kere İstanbul” kitabında kütüphanenin hikayesini okuyunca merakım daha da artmıştı.
Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği’nin 2013 Ödülleri düzenlenen bir basın toplantısı ile kamuoyuna açıklandı. Çemberlitaş’taki Basın Müzesi’nde düzenlenen basın toplantısında ödülleri derneğin yönetim kurulu üyelerinden Elif Sönmezışık duyurdu.
Hamaney kendisine takdim ettiğim Türk edebiyatını, Türkiye’yi ve İstanbul’u anlatan Rahşan Tekşen’in Kırk Bir Kere İstanbul’u da dâhil kitaplara gösterdiği ilgi gerçekten görmeye değerdi. Türkçe’yi bilen kendisi de Azeri Türkü olan Hameney’i Türkçe’nin heyecanlandırdığını görmek güzeldi.