Rahşan Tekşen

ANA SAYFA  »  RÖPORTAJLAR  »  Geçmiş Zaman Söyleşileri   »  Sezai Karakoç

Sezai Karakoç

Sezai Karakoç
Sezai Karakoç

Sezai Karakoç

...

Na’t şiirin neresinde duruyor?

Peygamber nasıl insanın ufkuysa, na’t da şiirin ufkudur. Na’t, insanın, insanı, kendini Peygamber’de araması, gerçeği onun çevresinde dolaşarak bulmaya çalışması, ona yaklaşmaya çalışarak yaradılışın sırrına erileceğini idrak edişidir.

Na’t, Peygamber’in şiirle yapılmak istenen bir portresidir. Her şair, durduğu yerden ve görme kabiliyeti ölçüsünde ona bakar; o büyük mükemmelliğin karşısındaki duygularını zapt etmeğe çalışır. Bütün na’tlar adeta, tarih boyunca yapılan tek bir portrenin farklı cephelerden birer örneği gibidir ve tek bir portre içindir. Bir portre ki tarih ve insan devam ettikçe bitmeyecektir, bütün na’tlar, bir meşale ormanı gibi parıldar insanlığın üstünde ve insanlık, Peygamber’e doğru bu ışıkların altında sevinçle, aşkla, güvenle yürürler.

Na’t, en ileri ve en mükemmel bir sevgi âbidesidir. Eski çağlardaki gibi bir tehlike, Peygamber’i tanrılaştırma tehlikesi yoktur. Çünkü kelimelerin bir anlam taşıma mecburiyeti bir garanti sağlar ve bu anlamların prensiplere aykırı olmaları halinde derhal görülerek tasfiye edilebilmeleri mümkün olur. Şiir şuura bitişiktir. Şuur, taş ve mermerin tesirinde olduğu gibi iptale uğramaz. Öte yandan, akın dar çerçevesine de mahkûm olmaz. Şiir, ses, biçim ve derinlik, perspektif zenginliği, çok yanlılığı gibi anlamın etrafında toplanan ve onu akıl üstü ve akıl ötesinin de bütün imkânlarından faydalanan bir mahiyet taşır.

Eski medeniyette bir heykeli seyretmek gibi mi?

Eski medeniyette bir heykelin karşısında onu seyredenin bütün şahsiyeti ve ruhu siliniyor, yalnız heykel ortada kalıyordu. Bir na’tın okuyucusu ve dinleyicisi ise ruhun bütün cepheleriyle uyanışına ve dirilişine, gelişmesine şahit olur. Bütün benliğiyle, ledün dünyasının havasını alır ve orada yaşar. Bir heykelin etkisi, hipnotik bir etkidir. Ona maruz kalan sanki bir medyum gibi uyutulmuştur ve ondan kurtulunca bir uykudan uyanmış ve bir kâbustan kurtulmuş gibi olur. Cadı büyüsü bozulmuş gibi. Na’tın etkisiyse bir neşvünema etkisidir. Ruhu besler, eğitir, yetiştirir ve geliştirir. Tazeler.

Heykel, na’tın yanında portrenin yanındaki bir natürmorttur. Na’tta bütün unsurlar, kelimeler, mısralar ve bütünüyle şiir canlıdır. Na’tın atmosferi, sahabelerin, içinde bulunduğu atmosferden bir örnektir. Peygamberlik yolunun diri havasını tatmak. Yani na’t, sahabeliğe bir uzanış, o ideal dünyadan bir ışık, bir renk, bir ses getirmek, oraya bir yürek, bir gönül taşımak geleneğinin şiirdeki çalışmasının bir verimidir.

Heykel, insanı; belki, kendi vücudunun ölü şemasına ve bilgisine götürür. Na’tsa, ruhunun görünmez görünüş ve oluşlarına, bilinmez bilgilerine.

...

Röportajın tamamı için: 

https://fikircografyasi.com/makale/ruya-medeniyetinin-sairi-sezai-karakoc

Geçmiş Zaman Söyleşileri KATEGORİSİNDEN...

rasim-ozdenoren-895

Rasim Özdenören

Rasim Özdenören'le Yalnızlık ve Yazmak Üzerine Sohbet Kendini yazar olarak gören kimse, kendisini yazıyla ifade etmediği zaman kendini görevini ifada ihmale düşmüş biri olarak görüyorsa, bence o kişiye yazar dememiz gerekiyor.

DETAY...

dostoyevski-867

Fyodor Dostoyevski

Sizin hayalle aranız nasıl? Hayal kurmayı ne kadar ilerlettiğimi bilemezsiniz. Artık aslı olmadığı halde sadece ruhumu biraz olsun dinlendirdiği için eski günlerin, kısır, saçma hayallerimin yıl dönümlerini kutluyorum. Hayalini kurabileceğim bir şeyler yaşamadığım [zamanlar] hayalini kurduğum şeylerin hayalini kuruyorum.

DETAY...

cemil-meric-825

Cemil Meriç

Bir kitabı okurken “Ne güzel kitap!” diyoruz. “Yazar da tıpkı benim gibi düşünmüş.” diyoruz. Okurun bu heyecanı, yazarla aynı frekansta buluştuğunu, yazarın söylemek istediklerini anladığını mı gösterir sizce? Yanlış, şöyle dememiz gerekir: “Bunu daha önce hiç düşünmemiştim, ama galiba doğru.” Yahut, “Belki şimdi anlayamıyorum, birkaç gün sonra anlarım.” Önce teslimiyet, anlamak cehdi. Yazarın gerçekten değeri varsa, bir hamlede kavrayamazsınız. Söylemek istediklerini bütünü ile söyleyemez yazar, söylemek de istemez. Gizler, istiarelere başvurur.

DETAY...

2024. Copyright © Rahşan Tekşen.

Avinga | XML