ANA SAYFA » KEŞKÜL » Kısa Kısa » Huzur
Huzur, bir evin penceresiydi. O pencere açılmadığında havasızlıktan ölüyordu içerideki her şey.
Anneler kızaran domateslerini, boy veren fasulyelerini anlatırken seslerinde kuşlar cıvıldıyorsa yeni evlatları olmuş, eskilerinin pabucu dama atılmış demektir. Belki de öyle değil...
DETAY...
Biri ölümden bahsediyor. Diğeri iki nokta üst üste ve bir parantezden mürekkep, karikatür gibi bir emojiyle güya ne kadar üzgün olduğunu anlatıyor.
Çantasını kaptırmamak için yerlerde sürüklenen ama başaramayan bir teyze gibi ağrıyan omuzlarını ve ruhunu sıvazlıyor bu akşam.
Züccaciye dükkânındaki fil, nefes bile alamıyor korkusundan. Kırıp döktüklerinden çok, kocaman cüssesinden utanıyor. Kendinden utanıyor, fil olmaktan utanıyor...