Rahşan Tekşen

ANA SAYFA  »  KİTAPLIĞIM  »  EDEBİYAT AİLEM   »  Meryem Kılıç

Meryem Kılıç

Meryem Kılıç
Meryem Kılıç

KURTARILMIŞ DUA

 

aradığım tuz binaların gölgesine dönüştü

sırayla tellere takıldı kanatları kuşların, bunun nedeni

eskiden de bizimdi onlar şimdi de bizim

demirin altından uçtuklarında en çok yakından

böyle zamanlarda insanın ayağı birden akşam

 

eğilmiş bütün kemikleri düzeltip şu dümdüz yolda

şehrime gece ötüşlü böcekleri ekleyerek güvende olayım diye sırf güvende olmak için

dağın üstündeki gökyüzü

göğün şekil verdiği dağ

çocukta iç sıkıntısı oluyor, neden?

 

ateş dövülürken ne diyecek, kızlar topuklarıyla

aynı halkaya girdiklerinde yalnız kızlar, tabiat ve gün doğumu

kulaklarımı güzel hayallerle tıkıyorum hiç kimsenin sesi

böyle şeyler de var Allah’a sığınmak diye bir şey

uyuklamak, avlanmak, suyun sesine kanarak

sağ yanına güçlü orduyla, sürerek ayağını

yanaklarından kazıyarak çıkarıyordu gündüzü Leyla

onda da bir sığınma

 

başkası süpürüyor kapısının önünü

başkası sonbaharı bekliyor

başkası seyretmenin ne anlama geldiğini

hep derli toplu çantasından çıkarıp

pay edilmiyor taze ve süslü bir gün

başkası

 

Meryem Kılıç, Kafes Kesiği, Şule Yayınları, 2019.

EDEBİYAT AİLEM KATEGORİSİNDEN...

sare-cizmecioglu-34735

Sare Çizmecioğlu

   İçinde ne olduğunu hep merak ettim. Boyum kulpuna yetişmezdi. Sadece kapağındaki aynada kendimi seyredebilirdim. Eteklerimi iki yana açıp selâm verir, kulaklarımı çekiştirir, dişlerimi inceler, nanik yapar, kimse görmeden üst raftaki teneke kutuya nasıl ulaşabileceğimi düşünürdüm. Babaannemin odasında gardrobun hemen yanında alnı tavana değen antika dolabın varaklı tuğrası göze benziyordu. Başımın üstünden beni dikizleyen bu korkunç bakıştan ödüm patlasa da aynanın karşısından ayrılamazdım.

DETAY...

sumeyra-ikiz-96677

Sümeyra İkiz

   Sahaf dükkânına her gün pek çok insan gelirdi. Ama o gün, kapısının önündeki dut ağacından içeriye giren küçücük bir tırtıldı.     Sabah rüzgârıyla yalpalayan ağacın tüylü yapraklarından birinin kenarını ısırmak üzereyken yere düşmüş, yumuşacık gövdesi toza, toprağa bulanmıştı. Ters düştüğü yerde başıyla ayaklarını birleştirip tortop olmuş, bir süre hareketsiz kalmış, sonra tutunamadığı ağaca yüz vermek istemezmiş gibi yan dönüp açıla kapana pürtüklü kaldırımda ilerlemişti.

DETAY...

alem-i-misal-rehberi-19656

Burcu Güven

Güneşin yakıcılığını bütün zerrelerinde  hissederek gözlerini zar zor açtı sonra tekrar yumdu. Bunaltıcı sıcak nefes almasını zorlaştırıyordu. Gücünü toplayarak kalkmaya çalıştı. Heybesi beş on adım ötesindeydi. Ama ne Eyyam ne de Mestur oradaydı. Telaşla seslendi fakat  kendi sesinden başka bir şey duymadı. Hangi yöne gittiğini bilmeden yürümeye koyuldu. Şansının  yaver gittiğini söyleyebiliriz çünkü takriben yarım saat sonra mola vermiş bir kervanla karşılaştı.

DETAY...

mustafa-sari-80743

Mustafa Sarı

kötürüm dakikalar sürünür duvarlarda bileklerimde metalin keskin izi cüzzamlı bir fırtına değilim artık hayır şu muazzam kış karşısında baygın sıcakları özleyen şımarık bir kar tanesiyim yoruldum üşümekten

DETAY...

2025. Copyright © Rahşan Tekşen.

Avinga | XML