ANA SAYFA » EDEBİYAT AİLEM » Sümeyra Yaman
SAHURA KALDIRILMAYAN ÇOCUKLAR ÇETESİ
Tek bir nefestir görünür kılan rüzgârın şeklini
Beni hazırla
Rüzgâr çağırdıkça koyulaşan
Toz ve dumanıyla şehirlerin anası
Felaketi bir kavmin sekiz gece
Azalıyor mahlukatın eşrefi
Dönüp bakmadılar mı?
Derken onları o yerden
Derken söküp çıkaran
Kelimeleri nasıl donmuş sıcak dudağında
Geceyi görünür kılandır tek nefes
Islak seslerine tutunarak çocuklar
Üç damla telaş
Dilime dokunan ağırlık
Beni hazırla
Gitgide kirpiklerinden ayrılan uzayan kayan
Gözlerini arayan parmak uçları
Esneterek çekiyor geceyi gıcırtıyla
Gıcırtıyla bana dönüşüyor
Gözlerinin ıslak rengi
Tek bir nefestir iki ayet arası
Ad ve Semud arası
Musa’yla ateş
Yağmur damlar ya kuşların gölgesinden buna inanılır
İnanılır gece gölgesidir güneşin
Şimdi ismini saydığım çocuklar
Sıcacık dökülürler yataktan
Damla damla ezan dönüşür suya
İncecik iki dudağının arası
Rabbim!
Beni bir sonraki güne hazırla
Sümeyra Yaman, Parmak Hesabı, Şule Yayınları, 2019
Bizler annemi sustuğunda duymaya başladık. Hani nasıl sürekli akan bir çeşmenin sesine alışıp işitmez olursunuz da aniden kesildiğinde fark edersiniz ya işte öyle. Konuşmaktan vazgeçmişti artık. Belki anlattıklarının dinlenmediğini, belki kimsenin kendisine ayıracak vakti olmadığını, belki de söyleyeceği yeni bir şey olmamasından bu yana susuyor. Uzun zamandır çok konuşmasından şikâyet eden bizler şimdi onun ağzından çıkacak tek bir kelimeyi bekliyoruz.
Göreve çıkacağımız sabah kahvaltıda çorba vardı fakat burnuma mis gibi demli çay kokusu geliyordu. Kantinimiz yoktu ama nereden alıyordum o kokuyu anlamadım. İçim buruk bir şekilde bahçede toplandık. Arkadaşlarla şakalaşırken üst teğmen geldi. “Asker toplan!” Diye bağırdı. Çantalarımızı ve silahlarımızı sırtlandık, sonra tim düzeninde sıra olduk.
İçinde ne olduğunu hep merak ettim. Boyum kulpuna yetişmezdi. Sadece kapağındaki aynada kendimi seyredebilirdim. Eteklerimi iki yana açıp selâm verir, kulaklarımı çekiştirir, dişlerimi inceler, nanik yapar, kimse görmeden üst raftaki teneke kutuya nasıl ulaşabileceğimi düşünürdüm. Babaannemin odasında gardrobun hemen yanında alnı tavana değen antika dolabın varaklı tuğrası göze benziyordu. Başımın üstünden beni dikizleyen bu korkunç bakıştan ödüm patlasa da aynanın karşısından ayrılamazdım.
Susturun arkamdan yaktığınız ağıtları. Gücünü tüketmiş göz pınarlarınıza merhamet edin artık. Sızlanmak çocuklara yakışır; sizlere yakışan yalnızca metanet. Kalemim parmaklarımın arasında kalmışsa alın. Kollarım iki yanıma düşmüşse takın kanatlarımı.