Biri ölümden bahsediyor. Diğeri iki nokta üst üste ve bir parantezden mürekkep, karikatür gibi bir emojiyle güya ne kadar üzgün olduğunu anlatıyor. Nerede bizim rahmet dualarımız, ferahlık niyetiyle dökülen birbirinden kıymetli tesliyelerimiz? Böyle böyle bir dili kaybediyoruz. Böyle böyle bir kültürü... Böyle böyle unutuyoruz, kuşu ölmüş bir çocuğa taziyeye giden peygamberi.
İplik almaya her gidişinde beni de götürürdü annem. Renk seçimime karışmaz, sadece tezgâhın üzerindeki küçük kutudan alabileceğimi söylerdi. O küçük kutu, benim gittiğim iplikçi dükkânıydı ve o dükkânın tek müşterisi bendim. Sarısından moruna, yeşilinden pembesine…