Rahşan Tekşen

ANA SAYFA  »  KEŞKÜL  »  Kısa Kısa   »  Renkli İplikler

Renkli İplikler

Renkli İplikler
Renkli İplikler

İplik almaya her gidişinde beni de götürürdü annem. Renk seçimime karışmaz, sadece tezgâhın üzerindeki küçük kutudan alabileceğimi söylerdi. O küçük kutu, benim gittiğim iplikçi dükkânıydı ve o dükkânın tek müşterisi bendim. Sarısından moruna, yeşilinden pembesine… Kutuyu karıştırdıkça renkler elime bulaşır; daha oradayken hayalimde kaç tane hırka, elbezi, çanta boyardım. Eve geldiğimizde, bu ipliklerin bütün tasarruf hakkı bana ait olurdu. İki üç yumak sahibi olmuş bir kız çocuğuydum görünüşte, ama koskoca bir konağı çekip çeviren bir hanımefendi gibi hissederdim kendimi.

Sonra bana küçük bir tencere aldı annem. Fasulye ayıklasa, küçüklerini bana ayırdı; patates soysa, ikisini bana bıraktı. Ayaklarımın altına tabure koyup kendi tenceremde kendi yemeğimi pişirmemi izledi sabırla. O tencerede ne zaman yemek pişse, yedi cücelerin tabakları gibi muzip, sofradaki yerini aldı mutlaka. Ve babam sofradaki her şeyden çok kızının yemeğini beğendi. Sofradaki her şeyden çok…

Renkleri ayıramadığım zamanlar geldi sonra. Kör olduğumu zannettiğim zamanlar. Hemen dikiş makinemi açtım; nefesi tıkanan bir astımın, ilaca sarılması gibi. Makinemin dört bir yanından cüceler çıktı her zamanki gibi. Dünyanın en güzel çocukluğunu diktirdiler bana. Annemle babamın resmini yaptırdılar. Tezgâhın üzerindeki kutunun resmini, ocakta fokurdayan minik tencerenin… Kanatlarımın, özgürlüğümün.

Kısa Kısa KATEGORİSİNDEN...

secere-55497

Şecere

Bir tuşa basınca şecereyi önüne döküyormuş bilgisayar. Dün altını bezlediğimiz çocuklara, beş kuşak önceki dedemizin adını, nerede doğduğunu, ne zaman vefat ettiğini söylüyormuş.

DETAY...

kitaplik-21463

Kitaplık

Kitaplarımıza has dolaplarımız yoktu ama ortak bir kütüphanemiz vardı. Annemden koparttığımız her köşe, mülkümüze geçmiş bir arazi kıymetindeydi. Çünkü onları rahat ettirmek gibi bir derdimiz vardı.

DETAY...

trafik-38471

Trafik

Çantasını kaptırmamak için yerlerde sürüklenen ama başaramayan bir teyze gibi ağrıyan omuzlarını ve ruhunu sıvazlıyor bu akşam.

DETAY...

huzur-76464

Huzur

Huzur, bir evin penceresiydi. O pencere açılmadığında havasızlıktan ölüyordu içerideki her şey.

DETAY...

2025. Copyright © Rahşan Tekşen.

Avinga | XML