Rahşan Tekşen

Cevahir Bedesten

Cevahir Bedesten
Cevahir Bedesten

"KAPALI ÇARŞI İÇİNDE KAPALI RÜYA ÇARŞISI"

...

Bir gelenek daha vardı ki bu da Bedesten’in yüzünün her sabah duayla yıkanmasıydı. Kuyumcular Kapısı’nın arkasından “Buyurun duaya!” diye gürleyen ses, kapı kapı bütün dükkânları dolaşır, bir çırpıda muhafızlar dolabının önüne toplardı esnafı. Sultanın ve askerin selâmetine dua, gelmiş geçmiş esnafın ruhlarına rahmet niyaz edilirdi. Kubbenin altında birleşen onlarca “Âmin” sedası, hep birlikte havalanan kuşların kanat sesleri gibi Çarşı’nın içine yayılır, bereket dağıtırdı. Duadan sonra, “Tavcılık yapılmayacak, mal kapatılmayacak, kefilsiz mal alınıp satılmayacak!” tembihi aynı tazelikte bir kez daha tekrarlanırdı her sabah.

Esnaf, mücevherde aradığı kıymeti arardı duacıda. Kendi içlerinden, lâkin ilim ehli bir zat olmasına riayet ederlerdi. Duacıya hürmette kusur etmedikleri gibi birbirlerinin siftahını ve kazancını da gözetmeye ihtimam gösterirlerdi. Bunlar kefilli, beyanlı, öyle mutemed adamlardı ki bedestende olan dolaplar açık kalıp nice Mısır hazînesi, hesabını ancak Bârî bilir mücevherat, murassaat, meydanda yattığı halde asla vaz-ı yed etmezlerdi.

...

Metnin tamamı için: Kırk Bir Kere İstanbul, Şule Yayınları, 2013, sf. 25-31.

Kırk Bir Kere İstanbul'dan Seçmeler KATEGORİSİNDEN...

rustem-pasa-camii-21627

Rüstem Paşa Camii

Bunca güzellik mabetten çok müzeye çevirmiştir Rüstem Paşa Camii’ni. Seyyahları hiç eksik olmaz. Her gün yüzlerce göz süzülür kubbeden payelere. Flaşlar duvarların, çiniler seyyahların gözlerini kamaştırır. Uzak diyarlardan sırf çinileri görmek için gelen gözleri… Ömründe hiç mavi görmemiş bir delikanlı girer cümle kapısından. Elinden tutan beyaz âsâsı mihraba kadar götürür onu. Seyyahlar bir bir terk ederken camiyi, o secdeye kapanmış vazodaki menekşelerin kokusunu çekmektedir içine.

DETAY...

suleymaniye-kutuphanesi-18648

Süleymaniye Kütüphanesi

Kitaplar kadar onları yazan, yazdırtan yahut buraya emanet edenlerin de müşterek korkusudur bunlar. Bu yüzden olacak, kitapların ilk sayfalarına “Ya Kebîkec!” yazardı eskiler. Kebîkec, kitap kurtlarının kendisinden korktukları bir melekti rivayete göre veya kitap kurtlarının şeyhi. İlk sayfada bu nidayı gören gören kurtlar, korkularından ve saygılarından yaklaşamazlardı kitaba.

DETAY...

misir-carsisi-46621

Mısır Çarşısı

Açılan her çömlekten, küfeden farklı bir kokunun yayıldığı; her kokunun başka bir derde deva olmak için sahibini aramaya koyulduğu yerdi burası. Bir avuç amber kabuğu almaya gelirdi cenazesi olan. Tütsü olarak yakardı amber kabuğunu ki Rahmet-i Rahman’a güzel kokularla uğurlansın yolcu. Kimi aktarın başına varır; taş döken, kum söken bir ilâç sorardı.

DETAY...

yusuf-pasa-sebili-82545

Yusuf Paşa Sebili

Su insanın ayağına geldiği gün, çeşmelerin bir daha hiç konuşmayacağını anladı sakalar. Beyaz sorguçlarını, siyah çizmelerini çıkarıp kaldırdılar tavan arasına. Özene bezene süsledikleri atlarının sırtından kırbalarını indirdiler.

DETAY...

2024. Copyright © Rahşan Tekşen.

Avinga | XML